Yeşilçam dönemi için şu ifade çok kullanılır; “Sinema salonlarına girmek için kapılar – pencereler kırılırdı” …
Bu ifadenin ne kadar doğru olduğuna henüz çocuk yaşlarında şahit olmuştum.
O yıllarda filmlerin duyuruları; mahalle mahalle dolaşan at arabalarıyla yapılırdı. Afişler, at arabasının üzerine çadır şeklinde kurulur, megafon veya çıplak sesle “…. Gururla sunar. … Bu akşam … sinemasında” şeklinde çığırtkanlık yapılırdı.
Ferdi Tayfur – Canan Perver (Derbeder)
Çırak olarak çalıştığım berberin karşısındaki yazlık Yıldız Sineması’nda hummalı bir çalışma vardı.
Sinemanın bütün duvarları çepeçevre yeni gelecek filmin afişleriyle donatılıyor, at arabalarıyla ek sandalyeler getiriliyordu.
O günlerde bir müşteri gelip koltuğa oturdu.
Berber Mustafa saçlarını keserken bilindik berber sohbeti başladı.
Sohbette konu, yeni filminin Mersin’e gelmesinden dolayı Ferdi Tayfur‘a geldi.
Müşteri, Ferdi Tayfur’un yeni filmini izlemek için çok heyecanlı olduğunu söyledi.
Berber Mustafa ise kendisinin hiç heyecanlı olmadığını, Müslüm Gürses‘in daha başarılı bir şarkıcı olduğunu dile getirdi.
Müşteriyle berber Mustafa arasında başlayan ‘Ferdi Tayfur – Müslüm Gürses’ atışması bir anda tartışmaya dönüştü. Tartışma öylesine hararetli bir hale geldi ki müşteri, henüz saç kesimi tamamlanmadan koltuktan kalkıp dükkânı terk etti.
Sonraları öğrendim ki Ferdi Tayfur ile Müslüm Gürses hayranları, Fenerbahçe – Galatasaray taraftarları gibiymiş.
Mahallenin kadınları, yaz aylarında bahçelik alanda toplanır, karpuz çekirdeği çitleyerek sohbet ederlerdi.
Biz çocuklar da yumulmaç, kovalamaca, 7 kule, yakar top gibi oyunlar oynardık.
Birkaç gündür kadınların sohbet konusu Ferdi Tayfur’du; “Ferdi’nin yeni filmi geliyormuş, kaçırmayalım. Çok acıklıymış” şeklindeki konuşmalarını duyardık.
Birkaç gün sonra mahallenin bütün kadınları, çocuklarının ellerinden tutup sinemanın yolunu tuttu.
Sinema binasının önü ana – baba günü…
Biletini alabilen, o güne kadar hiç görmediğim bir mutlu yüzle salona doğru koşturuyordu.
Ne kadar beklediğimizi hatırlamıyorum ama bizim mahallenin kadınlarının, biletlerini aldıktan sonra aralarından bazılarının; “Çok şükür, yer bulabildik” dediğini hiç unutmadım.
Film başladı; izleyicilerde büyük bir heyecan.
Biz çocuklar ise bacaklarımızı balkon kısmından aşağı sarkıtmış bir şekilde oturmuş, beyazperdeye bakıyor ama filmi izlemiyorduk.
Filmin ortalarında bir yerde sesler yükselmeye, Enis Fosforoğlu‘nun canlandırdığı ‘Tarık’ ile Canan Perver‘in canlandırdığı ‘İpek’e yuhalamalara, bir süre sonra da mendillere gözyaşları dökülmeye başlandı.
O film; ‘Derbeder’…
O dönemlerde filmler gösterimde çok uzun kalmazdı. Görülen afişteki “2. Hafta” ibaresi, filmin gördüğü ilgiyi gözler önüne seriyor.
Film çıkışında kadınların; hakaretleri, küfürleri devam ederken içlerinden birinin “Anaaa, Ne olmuş buraya?” demesiyle herkesin gözü, sinema binasının kapısına, pencerelerine çevrildi.
Daha doğrusu, kırık kapı ve pencerelerine…
Meğerse yer kalmadığı için salona giremeyen pek çok kişi “Nerede olursa olsun, ayakta izlerim” diyerek içeriye girmeye çalışmış. Görevlilerin engelleme çabalarıyla çıkan izdihamda kapı – pencereler kırılmış.
Ferdi Tayfur’un müzik kariyerinin yanında böylesine bir sinema kariyeri de vardı.
Keza Müslüm Gürses’in de öyle…
Ben şahit olmadım ama Müslüm Gürses’in ‘İsyankâr’ının gösteriminde de ‘Derbeder’de yaşananlar gerçekleşmiş.
Ferdi Tayfur – Enis Fosforoğlu (Derbeder)
Gazeteciliğe henüz başladığım yıllarda Enis Fosforoğlu ile yaptığım röportajda bu anımı anlatmıştım. Fosforoğlu; “Yuhalamada bir şey mi? Sokakta yürürken; hakaret edenler, küfür edenler, hatta şemsiyeyle vuranlar oldu” demişti.
Tam adı; Ferdi Tayfur Turanbayburt olan Ferdi Tayfur, zihinlerde hep şarkıcı olarak yer edindi.
Vefatından sonra hep şarkıcı kimliğinden söz edildi, oyunculuk kariyeri es geçildi.
Oysa ki Türk sinemasında bir dönemi başlatmıştı.
Rol aldığı film sayısı da hiç de küçümsenecek gibi değil.
42 yıllık müzik kariyerinde; 59 albüm çıkardı.
11 yıllık oyunculuk kariyerinde; 34 filmde rol aldı.
Yıllar önce ünlü yapımcı Kadri Yurdatap ile ofisinde sohbet ederken, konu erotik film furyasına geldi. Yurdatap, şöyle demişti; “Sektörde kimse erotik filmlerin olmasını istemiyordu ama birçok kişi çekmeye mecbur kalmıştı. Furyanın daha da büyümesini arabesk filmleri engelledi.”
Ferdi Tayfur – Necla Nazır (İnsan Sevince)
Necla Nazır, yıllar önce Ferdi Tayfur’un sinemaya nasıl başladığıyla ilgili şöyle bir anısını anlatmıştı: Hulki Saner, beni çağırıp; “Neclacığım, ben müzikal bir film yapacağım. Ferdi Tayfur diye birisi oynayacak. Ben hiç şarkıcı olduğunu düşünmedim. Bir tiyatro oyuncusu olduğunu düşündüm. Bana posterini gösterdiler. Ben ilk o zaman gördüm. Dedim ki; “Dikkat ettiniz mi? Ferdi beyin gözlerinde aşk var. Sanıyorum, aramızdaki elektrik benden yana ilk o zaman oluştu.
Ferdi Tayfur’a ‘Çeşme’ye kadar hiç teklif gelmedi.
Bunun nedeni; sinema sektörünün Ferdi Tayfur’un ne kadar büyük bir hayran kitlesine sahip olduğunun farkında olmamasıydı.
Aslına bakılırsa, arabesk müziğin gücünün yeterince farkında olunmadığı bir dönemdi.
Orhan Gencebay ile 1971’de ‘Bir Teselli Ver’ ile başlayan arabesk film anlayışı, henüz bir furyaya dönüşmemişti.
Aslına bakılırsa sinema sektörü, arabesk filmlere ihtiyaç da duymuyordu. Çünkü çekilen yüzlerce filme büyük ilgi gösteriliyordu.
1972’de çekilen 302 filmle Türk sinema tarihinin rekoru kırıldı.
Ne zaman ki televizyonun yaygınlaşmasıyla film izlemek için sinemaya gitmek azaldı o zaman sinemacılar, izleyicileri sinemaya çekmek için yeni arayışlar içine girdi. Ya yeni bir yol bulacaklardı ya da yeni bir yol yapacaklardı.
Bulacakları veya yapacakları yol, doğal olarak televizyonda olmayanı sinemada sunma adına olacaktı.
O yollardan biri, erotik filmler çekmekti.
Erotik filmler, öylesine ilgi gördü ki kısa zamanda furyaya dönüşürken kendi yıldız oyuncularını ortaya çıkardı.
Erotik film çekmeyen yapımcıların bulduğu / yaptığı yol ise arabesk filmlerdi.
Yapımcı Hulki Saner, Ferdi Tayfur’un hayran kitlesinin filminin büyük ilgi göstereceğine inanarak senaryosunu da yazdığı ‘Çeşme’yi, Temel Gürsu yönetmenliğinde hayata geçirdi.
Ferdi Tayfur’a başrolde eşlik eden kadın oyuncu ise daha önce Orhan Gencebay ile ‘Ben Doğarken Ölmüşüm’ ve ‘Bıktım Her Gün Ölmekten’de kamera karşısına geçen Necla Nazır’dı.
‘Çeşme’ öylesine büyük ilgi gördü ki sinema salonlarının yeniden canlanması adına büyük bir ümit verdi.
‘Çeşme’nin ardından başta ‘Derbeder’ olmak üzere diğer Ferdi Tayfur filmlerinin gördüğü ilgi diğer yapımcılara da ilham oldu.
Önce İbrahim Tatlıses, ardından da Müslüm Gürses filmleriyle Yeşilçam’da arabesk film furyası başladı.
1979’da çekilen 195 filmden 19’u; 1980’de çekilen 68 filmden 27’si, 1981’de çekilen 72 filmin 33’ü arabesk türündeydi.
1979’da; arabesk film yüzdesi; % 9.7 iken 1981’de oran % 45.8’e yükselmesi arabesk furyasının etkisini gözler önüne seriyor.
Arabesk filmlerinin sinema sektörüne canlılık kazandırdığı aşikâr.
Peki;
Arabesk filmleri olmasaydı, arabesk müzik bu kadar yaygın, bu kadar etkili olur muydu?
Bunu ölçmenin bir yolu yok ama arabesk filmlerinin, müziğinin bu kadar yaygınlaşmasında bir hayli rol oynadığını söylemekte bir beis olmaz.
Peki;
Arabesk müzik mi arabesk filmlerine daha çok katkıda bulundu yoksa arabesk filmleri mi arabesk müziğe olan ilgiyi daha da artırdı.
Bunu da ölçmenin bir yolu yok ama birbirlerini bir hayli desteklediklerini söylemek çok doğru olur.
Ferdi Tayfur’un filmleri; Yunanistan, Arap ülkeleri ve İran’da gösterime girdi
Arabesk furyası; arabesk şarkıcılarına, dönemin en ünlüleri olmasında önemli bir katkı sağladı.
Sevda Ferdağ – Ferdi Tayfur (Derbeder)
FERDİ TAYFUR FİLMLERİ
• Çeşme (1976)
• Benim Gibi Sevenler (1977)
• Son Sabah (1978)
• Yadeller (1978)
• Batan Güneş (1978)
• Derbeder (1978)
• Yuvasız Kuşlar (1978)
• İnsan Sevince (1979)
• Huzurum Kalmadı (1980)
• Durdurun Dünyayı (1980)
• Boynu Bükük (1980)
• Kara Gurbet (1981)
• Olmaz Olsun (1981)
• Bir Damla Ateş (1981)
• Ben de Özledim (1981)
• Sen de Mi Leyla (1982)
• Günaha Girme (1982)
• Hasret Sancısı (1982)
• Yıldızlar Da Kayar (1983)
• Yaktın Beni (1983)
• Kalbimdeki Acı (1983)
• Çılgın Arzular (1984)
• Utanıyorum (1984)
• Her Şeyim Sensin (1985)
• Haram Oldu (1985)
• Affet Allah’ım (1986)
• İçimde Bir His Var (1986)
• Ya Benimsin Ya Toprağın (1987)
• Sevgililer Çiçek Gibi (1988)
• Ah Bir Çocuk Olsaydım (1988)
• Bu Talihimin Canına Okuyacağım (1988)
• Elveda Mutluluklar (1988)
• Bu Şehrin Geceleri (1989)
• Allah’ım Sen Bilirsin (1989)
Cenazede gerginlik Haberi Görüntüle REKLAM
Haber Kaynak : HABERTURK.COM
“Yayınlanan tüm haber ve diğer içerikler ile ilgili olarak yasal bildirimlerinizi bize iletişim sayfası üzerinden iletiniz. En kısa süre içerisinde bildirimlerinize geri dönüş sağlanılacaktır.”
GÜNDEM
08 Ocak 2025SPOR
08 Ocak 2025GÜNDEM
08 Ocak 2025SPOR
08 Ocak 2025SPOR
08 Ocak 2025GÜNDEM
08 Ocak 2025GÜNDEM
08 Ocak 2025